Güncel
AK PartiÂ’nin kimliÄŸine ne oldu?
Follow @dusuncemektebi2
AK Parti’nin kendini üzerine bina ettiği kimlik olan, ‘muhafazakar demokrat’ tanımlamasından kim, neden rahatsız oldu acaba? Bu kimliği ile girdiği tüm seçimleri kazanan, liberallerden ülkücülere, İslamcılardan Kemalistlere, Kürtlerden Araplara kadar, kimseye nasip olmayan bir siyasi yelpazede oy alan AK Parti’yi, birileri neden, başka yerlere çekmek istiyor ki? Partiyi daha da güçlendirmek için yaptıklarını iddia ediyorlarsa, bu pek akla yatkın değil. AK Parti’nin ilk on yılı en güçlü olduğu yıllardı.
Kemal Öztürk - Yeni Şafak
ErdoÄŸan, Ä°slami Kemalist oldu. Bizim savunduÄŸumuz noktaya geldi”. DoÄŸu Perinçek Ulusal Kanal’da yaptığı bu açıklama ile AK Parti’yi bir yere çekmek istenler grubuna dahil oldu. Sanırım en uç ve ÅŸaşırtıcı tanımlama bu olsa gerek: “Ä°slami Kemalist”. Siyaset kulvarında görülmemiÅŸ yeni bir yol.
AK PARTÄ°’YÄ° YENÄ°DEN TANIMLAMA GÄ°RİŞİMLERÄ°
Nedense son dönemlerde AK Parti’yi yeniden tanımlama, yeniden konumlandırma ve yeniden kimliÄŸini belirlemeye yönelik çok giriÅŸim var.
Hatırlayınız, ‘AK Parti’den Ä°slamcıları tasfiye etmek gerek’ diyen birileri çıkmıştı. Her ne kadar o sözü sarf eden kiÅŸi ciddiye alınmasa da, ona bu sözleri söyleten, bu konuyu tartışan baÅŸka isimlerin olduÄŸu biliniyor.
Bu kiÅŸilerin, AK Parti’yi daha geniÅŸ kitlelere ulaÅŸtırmak için, muhafazakar ve dindar yönünü törpüleyip, seküler bir yüzle kendini yenilemesini arzu ediyorlar. O tartışmalar esnasında ErdoÄŸan’ın, “tekkeye mürit aramıyoruz” açıklaması da buna tuz biber ekmiÅŸti. Gelen yoÄŸun tepkiler üzerine bu tartışma devam etmedi ama bu niyetten vazgeçildi mi, bilemiyorum.
Referandum sürecinde de milliyetçi çizgisi belirginleÅŸmiÅŸti AK Parti’nin. Oradan gelecek oylar için söylemler, eylemler ve semboller oldukça belirgin biçimde milliyetçi hatlara kaymıştı. Zımni MHP-AK Parti ittifakında, AK Parti MHP’ye yaklaşırken, MHP daha fazla muhafazakar deÄŸil de, daha çok devletçi olmuÅŸ, neredeyse söylemler birbirine karışmıştı. AK Parti’nin ‘devletçi’ olduÄŸu yönündeki eleÅŸtirileri de yine o dönemde okumuÅŸtuk.
Neyse ki referandumda bu milliyetçi söylem, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’da Kürt oylarını etkilemedi. Åžaşırtıcı bir ÅŸekilde Kürt oylarında artış oldu. Hatta referandumun ‘evet’ yönüne geçmesinde hayati rol oynadı. AK Parti, referandumda milliyetçi oylardan beklendiÄŸi düzeyde destek almadığı ortaya çıkmasına raÄŸmen, halen bu çizgisini belirginleÅŸtirmeye devam ediyor. Barzani tartışmasında bu kendisini gösteriyor. Bu kez Kürt tabanında rahatsızlık yarattığı kesin.
MUHAFAZAKÂR DEMOKRAT KİMLİĞE NE OLDU?
Anlaşılan o ki birileri oturup, AK Parti’nin 15 yıllık kimliÄŸini, karakterini, misyonunu, siyasette konumladığı yeri deÄŸiÅŸtirmek için kafa yoruyor ve çaba sarf ediyor.
Åžu ana kadar, ‘Ä°slamcı AK Parti (batılılar bu etiketi kullanıyor), ‘Milliyetçi AK Parti’, ‘Seküler AK Parti’ ve son olarak ‘Ä°slami Kemalist AK Parti’ tanımlamalarıyla karşılaÅŸtık.
AK Parti’nin kendini üzerine bina ettiÄŸi kimlik olan, ‘muhafazakar demokrat’ tanımlamasından kim, neden rahatsız oldu acaba? Bu kimliÄŸi ile girdiÄŸi tüm seçimleri kazanan, liberallerden ülkücülere, Ä°slamcılardan Kemalistlere, Kürtlerden Araplara kadar, kimseye nasip olmayan bir siyasi yelpazede oy alan AK Parti’yi, birileri neden, baÅŸka yerlere çekmek istiyor ki? Partiyi daha da güçlendirmek için yaptıklarını iddia ediyorlarsa, bu pek akla yatkın deÄŸil. AK Parti’nin ilk on yılı en güçlü olduÄŸu yıllardı.
O zaman bu yeniden tanımlama giriÅŸimlerini, AK Parti’yi güçlendirmek yerine, zayıflatmak için yapılmış çabalar olarak görmek daha akla yatkın.
Benim ÅŸaşırdığım ise, AK Parti’nin kendini tanımlamada kurumsal inisiyatifini az kullanıyor olması. Parti yöneticileri çıkıp, ‘bizim muhafazakar demokrat kimliÄŸimizden baÅŸka tanımlamamız yoktur’ diye, üstüne basa basa açıklama yapsa, kimse ‘Ä°slami Kemalist’ gibi uyduruk tanımlamalara cüret etmezdi.
AK PARTÄ°’NÄ°N SORUNU KÄ°MLÄ°K MÄ°, KURUMSAL MI?
AK Parti bir süreden beri kendi içinde sorgulama ve özeleÅŸtiri süreci yaşıyor. Bunu en çok yapan da CumhurbaÅŸkanı ve Genel BaÅŸkan ErdoÄŸan. ‘Metal yorgunluÄŸu’ ile baÅŸlayan eleÅŸtirileri, “Bu hırsızı nereden buldunuz dedirtmemek lazım” gibi olukça sert mesajlara kadar devam etti.
Parti üst düzey yönetimi, sorunun teşkilatlarda yaşanan yorgunluk olduğu yönündeki tespitinde ısrarlı olsa gerek. Son zamanlarda il başkanlarının görevden alınması bu yüzden.
Ancak sorunun tam olarak bu olmadığı parti kulislerinde bile konuÅŸuluyor. ‘On beÅŸ yıldan beri bakan, genel baÅŸkan yardımcısı ve üst düzey yönetici olan kiÅŸilerde neden metal yorgunluÄŸu yok?’ diye soran çok sayıda teÅŸkilat mensubu var.
Kulislerde daha çok liyakat ve ehliyet sorunu, kurumsallaşma sorunu, yolsuzluk, iltimas, klikleşme, koordinasyon sorunu, hedefsizlik gibi, son derece ciddi sorunlar da tartışılıyor.
Sanırım bunlar arasında neredeyse hiç konuÅŸulmayan ÅŸey, kurucu ilkeler, kurucu kimlik ve kurucu vizyon konularıdır. ‘Fabrika ayarları’ diye özetlenen bu konuma dönmeyi, içinde bulunulan sorunlara çözüm olarak gösteren hayli parti yöneticisi var.
Peki neden AK Parti teşkilatlarında konuşulan sorunlar değil de, hiç üzerinde durulmayan kimlik ve siyasi konumu tartışmaya açıyor birileri?
Çünkü bir boÅŸluk ve bir kaotik durum hissettiler. ‘Buradan nasıl olur da AK Parti’yi ana yörüngesinden kaydırabiliriz’ diye uÄŸraşıyorlar. Zira o ana yörünge, tüm seçimlerde AK Parti’yi neredeyse yenilmez yaptı.
Åžaşırdığım son konu da ÅŸudur: AK Parti’yi ısrarla bir yerlere çekmek isteyen çevrelere tepki gösterilmesi bir yana, ilgi gösterilmesi tuhaf. Kafalar bu yüzden karışıyor iÅŸte.
Bakalım 2019 seçimlerine kadar AK Parti’yi baÅŸka kim, ne tarafa çekecek?
Henüz yorum yapılmamış.